Tüm canlılarda olduğu gibi üreme yani çocuk sahibi olma ve neslini devam ettirme biz insanlarda da içgüdüsel ve gayet doğal bir olaydır. Doğada doğum olayı kendi doğal akışına bağlı gelişir. İnsanlarda ise insan müdahalesiyle olan doğumlar da vardır. Bu yazımda normal ve doğal şekilde gerçekleşen doğumdan bahsedeceğiz.
Normal doğum, doğumun herhangi bir tıbbi girişim olmaksızın gerçekleşmesidir. Modern tıpta ağrısız doğum sağlamak veya doğumu hızlandırmak için ilaçlar kullanılmakta ve bu hem hekimin hem de hastanın isteğiyle uygulanabilmektedir. Basitçe normal doğum bebeğin tamamen doğal olarak - hiçbir tıbbi girişim olmadan doğmasıdır. Ama tabii ki gelişebilecek acil durumlar için doktor ve ebelerin yardımı her zaman mevcut olmalıdır. Bunların yanı sıra epidural normal doğum ve epizyotomili normal doğum da müdahaleli normal doğumlar grubuna girer.
Doğal doğum, hamileliğin normal sürecinin tamamlanmasının ardından insan doğasına tam olarak uyumlu şekilde gerçekleşen doğumdur. Diğer yöntemlere kıyasla hekim müdahalesi oldukça azdır ve vücudun kendini yönetmesiyle doğum gerçekleşir. Doğum anı ve sonrası uzman hekimler tarafından denetlenmektedir; fakat müdahaleleri oldukça kısıtlıdır.
Tıptaki tüm yöntemler vücudun doğal akışına uygun olarak yapılmaya çalışılır. İstisnaları var olsa da genellikle hekimlerin tercihi daha doğal olandan başlar. Eğer ki vücudun doğasına uygun olan yöntem hasta için riskler barındırıyorsa işte o zaman seçilen yöntem daha yapay olur. Bunun temel sebebi yapılan ameliyat veya uygulanan işlemlerden sonra vücudun doğal olana daha rahat uyum sağlamasıdır. Uyum sağlayamayan vücutta birçok sorunun oluşma riski vardır.
Normal doğum, az önce de bahsettiğimiz gibi vücuda en uygun olan ve en doğal doğum şeklidir. Hamileliğin 37 ile 42. haftalarında bebeğin müdahale olmaksızın gerçekleşmeye başlayan doğumuna normal doğum veya doğal doğum denir. Bahsettiğimiz üzere anne risk altına girmediği sürece doktor müdahalesi oldukça az düzeydedir.
Normal doğumun annede risk oluşturmayacağı düşünülüyorsa hekimlerin temel tercihi bu olacaktır. Normal doğum yapan kadınlarda doğum sırasında oluşan yaraların iyileşme süresi ve kadının eski formuna kavuşma süresi çok daha kısa olur. Bununla beraber sezaryen doğuma kıyasla daha az yara oluşumu gözlenir. Bu da enfeksiyon ve istenmeyen yaraların oluşma riskini oldukça azaltır.
Doğum esnasında ve sonrasından anneden bazı hormonlar salgılanır. Bu hormonlar doğumu kolaylaştırır, anne ile bebeğin duygusal bağını arttırır ve anne sütünün bebeğe hazır hale gelmesini sağlar. Bu hormonların miktarı ve etkisi normal doğumda oldukça fazladır. Bu da normal doğumun tercih edilmesindeki ana sebeplerden biridir.
Hem anne adayının hem de baba adayının doğuma hazırlık yapması oldukça önemlidir. Araştırmalara göre kendini psikolojik ve fiziksel olarak hazırlayan anne ve babaların, doğum öncesinde ve sonrasında daha huzurlu oldukları görülmüştür. Aslında psikolojik hazırlığın temelinde anne adayı için annelik içgüdüsü gelmektedir. Bu da doğal bir durum olduğu için zorluk çekmemektedir. Kendini anneliğe hazır görmeyen kadınların ise psikolojik destek alması önemlidir. Aksi taktirde doğum sonrasında depresyona girme riski vardır. Psikolojik hazırlıkta yapılması gerekenler özetle şunlardır:
Normal doğum esnasında kadının halk arasında ıkınma da denilen hareketi yapması istenir. Bu hareketin gücünü arttırmak için önceden yapılan çalışmalara da hazırlık egzersizleri denmektedir. Ikınma hareketinin temelinde karın kaslarını kasarak bebeğin aşağı itilmesini sağlamak yatmaktadır. Hekiminizin doğumda ihtiyacı olan da tam olarak budur. Hazırlık egzersizleri karın kaslarını güçlendirerek ıkınma hareketinin daha güçlü yapılmasına olanak sağlar. Bu nedenle hamilelikte bu hareketlerle alıştırma yapılması önerilmektedir. Birçok hamilelik egzersizi bulunur. Bunlardan bazıları şunlardır:
Sezaryen doğum esnasında vajinada oluşan kesilere bağlı olarak oluşan yaraların iyileşmesi oldukça zordur. Bu nedenle genellikle normal doğum, sezaryen sonrasında tercih edilmemektedir. Günümüzde bunun tercih edilme sıklığı artmakta olsa da birçok nedenle hekim bunu önermeyebilmektedir.
Normal doğumun belirtileri oldukça fazladır. Her doğumun kendine has ve özel özellikleri olduğu için bu belirtilerden yalnızca bazıları kadının hamileliğinde görülür. Bunlar da o kadına özeldir. Bununla beraber bazı belirtiler açığa çıksa da fark edilmeyebilir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır:
İnsan vücudu bebeği korumak için kendince önlemler almaktadır. Bu önlemlerden biri de rahim ağzındaki tıkaç görevi gören mukustan bir tabakadır. Bu tabaka rahimde enfeksiyon meydana gelmesini engellemek için vardır. Doğumdan birkaç gün önce veya doğumdan hemen önce bu tıkaç bir miktar kanla beraber atılmaktadır. Bu da normal doğumun yakın olduğunu kadına işaret eder. Halk arasında bu leke şeklindeki akıntıya nişan denmektedir.
Doğumdan çok önce başlayan düzensiz kasılmalar doğumun yaklaşmasıyla hem daha şiddetli hem de düzenli hale gelir.
Türk dizi ve filmlerinde de sıkça kullanılan bu tabir de oldukça önemli bir belirtidir. Bebeğin içinde bulunduğu amniyon kesesinin yırtılmasıyla kesenin içindeki su dışarı atılır. Kasılmalara bağlı gelişen bu olay doğumun habercisi olabilmektedir.
Pekçok anne adayı doğum yaklaştığında sırt ağrılarında artış hissetmektedir.
Bebeğin boyutu arttıkça idrar kesesine yaptığı baskı da artar. Bu baskıya bağlı olarak idrar kesesinin kullanılabilir kısmı azalır ve az miktarda idrar biriktiğinde dahi kadın tuvalete gitme ihtiyacı hisseder.
Doğum sancısı konusunda dikkat edilmesi gereken bir durum vardır. Bu da Braxton Hicks kasılmalarıdır. Bu kasılmalar kısa süreli, düzensiz ve ağrısız ilerleme eğilimindedir. Genellikle 30 – 45 saniye arasında süren bu ağrılar, uterusun üst kısmında yani karın bölgesinde hissedilmeye başlayıp aşağıya doğru ilerler ve kaybolur.
Doğum sancıları, oldukça şiddetlidir ve diğer sancılardan oldukça farklıdır. Düzenli ve ağrılı devam eden bu sancı, pozisyon değişikliğine bağlı olarak geçmez. Doğum sancısında rahim ağzı da açılmaktadır. Gebeliğin 38 ile 42. haftaları arasında hissedilir ve ilk doğumu olan annelerde genellikle daha erken görülmektedir.
Doğum sancısı doğumun yaklaştığını göstermektedir. Doğum sancısı özellikle ilk deneyimi olan kadınlarda oldukça kaygı verici karşılanır. Aslında tamamen doğal olan bu sancılar başta Braxton Hicks sancıları olarak başlar ve ilerleyen aşamalarda düzenli ve şiddetli hale gelmeye başlar. Doğuma yakın dönemde ise en şiddetli halini almıştır.
Doğum rahim ağzının tam olarak açıldığı an başlamaktadır. Sancıların en üst seviyede olduğu bu aşama bebek bitene kadar sürer ve tıbbi olarak 2. evre olarak adlandırılır. Normal doğumdaki aşamalar yazının devamında anlatılmaktadır.
Normal doğum temelde 3 evreden oluşmaktadır. Her evrenin kendine özel özellikleri ve uygulanması gereken maddeleri vardır. Şimdi bu 3 evreden bahsedelim.
Doğum sürecinin ve doğum eyleminin ilk başlangıcı bu evredir. Bebeğin doğabilmesi için serviksin yumuşak ince ve esnek olması gerekir. Bu ilk evre ilk doğumunu yapan hastada 13 saate kadar sürebilir. İkinci veya üçüncü doğumlarda ise 7-8 saate iner. Doğum eyleminde serviksin açılmasını sağlayan rahim kasılmalarıdır. Bu kasılmaların hafif ve uzun aralıklarla geldiği bir dönemdir. Bu ilk evrenin 3 tane de alt evresi vardır;
a) Erken Faz: Bu aşamada serviks 4 cm'e kadar açılır. Hastalar bu süreci çoğunlukla evde geçirir çünkü anne bu evrede oldukça rahattır. Evindeki normal aktivitelerini devam ettirebilir, yemek yiyebilir, su içebilir, ancak hafif yiyecekler yemesi tavsiye edilir. Bu aşamada kasılmaları da takip etmesi istenir. Zamanla kasılmalar kuvvetlenirken, 2 kasılma arası sürede kısalır. Artık anne kasılmalar arasında eski rahatını sağlayamaz hatta konuşmak bile istemiyor durumuna geldiyse aktif doğum eylemine girmiştir denilebilir.
b) Aktif Doğum Evresi: Bu aşamada annenin serviksi 4-7 cm açıklığa ulaşmıştır. Artık annenin hastaneye yatırılması faydalı olacaktır. Kasılmalar 3-4 dakika da bir gelmeye başlar ve her biri yaklaşık 60 saniye sürer. Bu kasılmalar serviksin daha hızlı açılmasını sağlar (yaklaşık 1 saatte 1 cm). Doğum eylemi ilerledikçe hastanın suyu gelebilir ve anne birdenbire bacaklarının arasından suyun boşaldığını anlayabilir. Su geldikten sonra kasılmalar daha da hızlanır. Annenin bu süreçte artık rahatlatılmaya ihtiyacı başlar. Aile bireylerinin ya da ebelerin yardımıyla pozisyon ayarlamaları yapılır, nazik masajlar uygulanır, sıcak ve doğum uygulamalar, yavaş yürüyüşler ve ya dik oturtmalarla anneye destek olunmaya çalışılır. Her iki kasılma arasında annenin rahatlaması çok önemlidir ve bu rahatlama açılmayı kolaylaştıracaktır. Ilık suyun içine girmek annenin kaslarını gevşeterek çok rahatlatıcı bir destek sağlayacaktır.
c) Geç Aktif Doğum Evresi: Serviksin 7-10 cm açıklığa ulaştığı evredir. En ağrılı ve stresli dönemdir. Kasılmalar 2-3 dakikada bir gelir ve 60-90 saniye sürer. Bebeğin başı vajinaya indikçe, makata basınç ve vajinada gerilme hissi ile annede ıkınma isteği başlar. Ancak bu aşama daha ıkınılmaması gereken bir dönemdir. Sizi takip eden ebe veya doktor ıkınabilirsin demeden ıkınmaya başlamamak gerekir. Ne zaman ki serviks tam olarak açılır o zaman ıkınma süreci de başlayacaktır. Bu son aşamalarda anne kendini yorgun ve gergin hisseder, bulantıları olabilir, bazen sıcak basması bazen de üşüme hissi olur. Bu dönemde annenin yavaş yavaş ve gevşek nefes alması sürece son derece yardımcı olacaktır.
Serviks tam olarak açılıp inceldikten sonra doğumun ikinci evresi başlar. Kasılmalar bu aşamada çok şiddetlidir ancak iki kasılma arası süre uzamıştır. Bu da anneye kasılma aralarında ıkınma için güç toplama fırsatı verir. Anneden her kasılma başladığında bebeği kanala doğru itmesi yani ıkınması istenir. Bu sırada anne büyük tuvaletini yapma isteğini şiddetli bir şekilde hisseder, bu bebeğin başının çıkıma çok yaklaştığının bir ifadesidir. Anne bu dönemde çok hassastır; yakınları ile birlikte temas halinde olmayı da isteyebilir, yalnız olmayı da tercih edebilir. Annenin isteklerine olabildiğince destek olunmalı, onu rahatsız edebilecek davranışlardan vaya fazla gürültüden kaçınılmalıdır. Bebeğin başı tam vajinadan çıkarken anne vajen çevresinde şiddetli bir ağrı hisseder. Bu an doktorun da doğuma destek verdiği andır ve bebeğin başı çıkarken yırtılmaları önlemek için gerekli manevralar yapması gerekirse de epizyoromi açması gerekebilir. Bebeğin başı tamamen çıktığında da annenin rahatlaması, bebeği hafifçe itmesi istenir. Bebeğin tüm vücudu nazikçe vajenden tamamen çıkarılır ve bebeğin dünyaya ilk adaptasyonu o an itibariyle başlar.
Rahim ağzı tam olarak açılmıştır. Doğum da tam olarak bu evrenin başında başlar. Düzenli ve şiddetli sancılar vardır. Bu sancılar 30 dakika ile 1 saat arası sürer ve sonuçta bebek doğar. Bu sürenin uzamaması önemlidir ve bu süreyi ıkınma hareketi kısaltmaktadır.
Bebek doğduktan sonra plasentanın da çıkması için kasılmalar devam eder. Plasentanın doğması doğumdan birkaç dakika sonra olabileceği gibi yarım saat sonra da gerçekleşebilir. Doğumdan hemen sonra bebeğin anne kucağına verilerek ten temasının sağlanması kasılmaları artırarak plasentanın çıkmasını kolaylaştıracaktır. Eğer anne de istiyorsa bebeği bu aşamada emzirmesi de çok faydalıdır. Bu yaklaşım annenin doğum sonrası kanamasının da az olmasını sağlayacaktır.
Bu evrede anne ve bebeği bir araya gelmiştir. Anne karnındaki plasenta da ilk yarım saat içinde masajla beraber dışarı çıkar. Böylece doğum tamamlanmış olur. Vajina girişindeki herhangi bir hasarda dikim işlemleri de bu evrede yapılmaktadır.
Normal doğum asla müdahale olmayacağı anlamına gelmez. Normal doğumdaki müdahaleler anne ve bebek sağlığını olumlu etkileyecek şekilde uygulanır. Doğum anında herhangi bir risk oluşursa elbette hekimler müdahale etmelidir. Fakat genellikle anne ve bebeğin bedenlerindeki mükemmel uyum buna gerek kalmadığını bize gösterir.
Bu doğum genel olarak normal doğuma benzer bir ilerleyişe sahiptir. Anne adayının rahim ağzı açıklığı 4 santimetreye ulaştığında belinden özel bir iğne yardımıyla omuriliğe ulaşılır ve epidural analjezik verilir. Bu analjezik anne adayının belden aşağısını hissetmemesine neden olur. Bu doğum yönteminde en önemli kısım annenin ıkınma zamanlarını kendi başına ayarlayamayacak olmasıdır. Doğal doğumda belli aralıklarla anne adayının vücudu sancılarını azaltır. Bu anlarda kadın ıkınır. Epidural doğumda ise kadın herhangi bir ağrı ve sancı hissetmez. Bu nedenle kadına güçlü şekilde ıkınması gereken zamanı söyleyebilmek için bir cihaz geliştirilmiştir. NST denen bu cihazda ıkınma zamanlarını analiz eden işin uzmanları, anne adayına ıkınması gereken anları söylemektedir.
Lamaze tekniği gerekli tıbbi bilgilerin ve doğum anında doğumu hızlandıracak tekniklerin kadına anlatılmasıdır. Bu teknik hakkında eğitim almış olan kadınlar doğumun her aşaması hakkında bilgilidirler ve ne zaman ne yapmaları gerektiğini bilirler. Lamaze tekniğini uygulayan kadınlar hem doğumlarına katılım sağlayıp olumlu etkilerlerken hem de daha özgüvenli ve huzurlu olurlar.
Epizyotomi, doğumda bebeğin çıkarken vajinal yırtıklara sebep olmaması ve kanalın genişlemesini sağlamak için vajinayla makat arasına atılan kesidir. Bu kesi, uzman hekimin kanal darlığı sebebiyle bebeğin doğumunda çevre dokulara zarar verme riski olduğu zamanlarda atılmaktadır.
Epizyotomi, eskiden özellikle ilk doğumların tamamında uygulanırdır fakat yapılan çalışmalarda epizyotominin rutinde yapılmasının gereksiz olduğu açığa çıkmıştır. Yapılan çalışmalar ilk doğum dahi olsa bazı durumlar hariç doğumun çevre dokulara zarar vermeme ihtimalinin yüksek olduğunu söylemektedir. Hatta bazı çalışmalar epizyotomide oluşan yaranın daha büyük riskler barındırdığını göstermektedir. Bu nedenle, hekimin ihtiyaç duymadığı durumlarda artık epizyotomi uygulanmamaktadır.
Doğum sonrasında rahim küçülmekte iken oluşan kanamalar oldukça normaldir. Bu kanamalar doğal doğumda 6 hafta kadar sürse de sezaryen doğumda daha fazla sürebilmektedir.
Normal şartlarda gebeliğin 36. haftasından itibaren hamile kadın her 7 günde bir kontrole çağırılır. Eğer ki kadın 40. haftada hala doğum yapmamışsa bu kontrolün süre 3 güne düşer. Bu kontrollerde bebeğin sağlık durumu ultrason ve NST gibi testlerle kontrol edilir. Herhangi bir olumsuzluk görülürse anne hemen doğuma alınır.
Annenin cilt yapısına ve sağlık durumuna bağlı olarak değişse de genellikle dikişler 7 gün içerisinde tam anlamıyla iyileşmiş olur. Bu süreçte annenin dikiş yerlerinde herhangi bir gerginlik oluşmaması için dikkatli hareket etmesi gerekmektedir.
Tekniklere de bağlı olarak değişebilmekle birlikte cevap genellikle evettir. Her ne kadar çok sancılı olsa da birçok kadın doğumdan hemen sonra bunu unutmaktadır. Bu nedenle doğum konusunda sancıya değil de sonrasındaki sürece odaklanmanızı tavsiye ederim. Ek olarak acı eşiği kişiden kişiye de değişkenlik gösterdiğinde doğum yapan her kadının deneyimi kendine özeldir. Kimi anneler daha düşük sancılardan bahsederken kimi anneler oldukça yükse bir sancı çektiklerini söyleyebilirler. Ancak bu durumda gerçek dışı ve abartılmış hikayelerin sizde olumsuz etki yaratmasına izin vermektense, bu konudaki en doğru bilgiyi hekiminizden almalısınız.
Her kadın ve her doğum farklıdır. O yüzden başkalarının deneyimlediği şeyler sizin için geçerli olmayacaktır. Herkesin kendine özel bir doğum hikayesi olacak ve kendini doğumun doğal akışına bırakıp önceden edindiği bilgilerle doğumda aktif rol alan anneler kendi hikayesinin sonunda başarıya imza atacaktır.
Türkiye Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden elde edilen 2020 yılı verilerine göre;
2020 yılında 1.112.859 (bir milyon yüz on iki bin sekiz yüz elli dokuz) canlı doğum gerçekleşmiştir.
Toplam doğurganlık hızı ise 1,76 saptanmıştır. Bu oran 15-49 yaş arasındaki her bir kadın başına düşen doğum sayısıdır.
Bu oran 2001’de 2,38 iken 2020’de 1,76’ya düşmüştür.
Kaba doğum oranı da (1000 nüfusa düşen canlı doğum sayısı) giderek azalırken, bu oranın en yüksek olduğu ilin, 28,1 ile Şanlıurfa olduğu saptanmıştır.
Güzel bir haber ise adölesan doğumlarının giderek azalmasıdır. Her ne kadar Avrupa ülkelerine göre çok daha fazla olsa da, 2001’den 2020’ye bu oran, binde 49’dan, binde 15’e kadar düşmüştür.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Aslı Yücetürk, Ankara'da kendi muayenehanesinde normal doğum ve gebelik süreçlerini takip etmektedir. Normal doğum hakkında bilgi ve randevu almak için 0552 328 9989 telefondan ulaşabilirsiniz.