İnvitro fertilizasyon (IVF) ya da tüp bebek, kısırlık sorunu olan çiftlerde sıklıkla başvurulan bir tedavi yöntemi olup anneden alınan yumurtayla babadan alınan spermlerin laboratuvar ortamında döllendirilerek belirli bir olgunluğa geldikten sonra elde edilen embriyolardan bir ya da daha fazlasının rahim içine yerleştirilmesi işlemidir.
Tüp bebek çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere oldukça yüksek gebelik şansı vermektedir ancak gerek maliyetinin yüksek olması gerekse kullanılan ilaçların yan etkisi ve yapılacak işlemlerin potansiyel riskleri de daha seçici kullanılmasına yol açmaktadır. Çoğul gebelikler ve buna bağlı artan erken doğumlar da göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu konuda farklı tedavi şemaları vardır ve hastanın durumu ve hekimin tercihleri bu şemalardan birisinin seçilmesinde bir faktördür. En sık olarak uygulanan tedavinin klasik seyri şu şekildedir; önce hastaya doğum kontrol hapları verilerek yumurtalardan yumurtlama olması baskılanır. İlacın 15. gününden sonra GnRH- analoğu denilen ilaçlar cilt altına enjekte edilerek uygulanmaya başlar. Adet kanamasının 1. veya 2. günü hasta ultrason ve kanda hormon düzeyi ölçümü için kontrole çağrılır. Bu inceleme sonrası hastaya "Gonadotropin" denilen iğneler yine cilt altından uygulanmaya başlanır. Dozu düzenli olarak yapılan ultrason ve kanda östrojen düzeylerine göre ayarlanan gonadotropinler en az 2 adet 15-18 mmlik folikül elde edilene kadar devam ettirilir.
Bazı hastalarda GnRH- analoğu yerine GnRH-antagonisti tercih edilebilir ki bu durumda GnRH-antagonisti follikül çapı 14 mm'e ulaşınca başlanılır ve bu da cilt altına yapılan bir enjeksiyondur.
Follikül çapı istenilen boyuta ulaşınca human choryonik gonadotropin (hCG) denilen enjeksiyon cilt altından uygulanarak yumurta çatlaması sağlanır ve bu uygulamadan 32-36 saat sonra yumurtalar toplanmaya hazır hale gelir.
Transvajinal ultrason eşliğinde vajenden bir iğne ile girilerek yapılan bu işlem ağrılı olduğu için hasta anestezi altındayken yapılır. İşlem yaklaşık 15-30 dakika sürer ve aynı anda embriyologlar yumurtaları laboratuar ortamına alır ve aynı gün alınan spermlerle döllenmesini sağlarlar. İşlemden sonra kasık ağrısı, kramp ve vajinal kanama şikayeti olabilir.
Yumurtalar toplandıktan 3-5 gün sonra oluşan embriyolar rahim içine yerleştirilir. İşlem hasta uyanık iken yapılır,anestezi ihtiyacı yoktur. Hastanın işleme mesanesi dolu olarak gelmesi istenir. Karından ultrason eşliğinde ince bir kateterle vajenden rahim içine girilip embriyolar içeriye nakledilir. Bu işlemin olabildiğince nazik ve ağrısız olması sağlanmalıdır. Transfer sonrasında da hastaya progesteron takviyesi başlanır ve gebelik testi gününe kadar devam edilmesi önerilir.
Eğer transfer edilenden daha fazla kaliteli embryo elde edilebilmişse bu embryolar dondurularak daha sonra transfer edilmek üzere saklanabilmekte ve böylece bir sonra ki uygulamada hastanın bu zahmetli işlemleri bir daha yaşaması önlenebilmektedir.
Transferden sonra 12-15 gün sonra kanda beta-hCG testi ile gebelik varlığı araştırılır ve gebelik testi pozitif gelirse gün aşırı bir kaç ölçümle değerin beklenilen düzeyde yükselip yükselmediği takip edilir. Beklene düzeyde yükselme gözlendiyse hasta yaklaşık 1 hafta sonra ultrason ile gebelik kesesinin görüntülenmesi için kontrole çağrılır.