Rahim içini döşeyen endometrium dediğimiz tabakanın olması gerekenden kalın olmasına "Endometriyal Hiperplazi" diyoruz. Adet gören her kadının adeti sırasında ince olan endometriyum tabakası östrojen etkisi ile kalınlaşmaya başlar. Amaç döllenen yumurta için yapışabileceği bir yatak hazırlamaktır. Yumurtlama olduktan sonra salınan progesteronda bu kalınlaşan tabakanın olgunlaşmasını sağlar ve o ay gebelik olacaksa döllenmiş yumurta gelip bu olgunlaşmış tabakaya kolaylıkla tutunur. Eğer gebelik oluşmadıysa kalınlaşıp olgunlaşan bu tabaka düşen östrojen ve progesteron düzeyleri nedeniyle dökülmeye başlar ve hasta tekrar adet olur. Bu döngü kadınların her adet döngüsünde tekrar eder.
Eğer östrojen fazla salgılanır ve onun etkilerini dengeleyecek progesteron yetersiz kalırsa endometriyum tabakası olması gerekenden daha kalınlaşır ve endometriyal hiperplazi oluşur. Bu surum genellikle yumurtlamanın gerçekleşmediği dengesiz hormonal dönemlerde (permenopoz, polikistik over hastalığı) ya da dışarıdan fazla östrojen takviyesi alındığı durumlarda ortaya çıkar. Bu kalınlaşma zaman içinde bazen kanserleşmeye de neden olur.
Obez hastalarda da östrojen fazlası nedeniyle endometriyal hiperplazi sık görülür. Menopoza girmiş ve rahmi alınmamış hasta eğer hormon takviyesi olarak sadece östrojen kullanırsa bu hastalarda endometriyal hiperplazi görülme ihtimali yüksek olacaktır.
Endometriyal hiperplazi kendini kanama düzensizlikleri ile gösterir;
1) Normalden çok şiddetli ve/veya çok uzamış adet kanamaları
2) 21 günden daha kısa adet döngüsü süresi
3) Menopozdan sonra görülen herhangi vajinal kanama endometriyal hiperplaziden kaynaklanıyor olabilir.
Adet düzensizliği olan, kanama düzensizliği ilaç tedavisine yanıt vermeyen ve/veya jinekolojik muayene sırasında yapılan transvajinal ultrasonda endometriyumu beklenenden kalın olan hastalarda endometriyal hiperplaziden şüphelenilir. Ancak kesin tanı mutlaka doku örneklemesi ve patolojik inceleme ile konulacaktır. Bu yüzden hekiminiz size probe küretaj ya da endometriyal biyopsi önerecektir.
Endometriyumdan alınan parçaların patolojik incelemesinde endometriyal hiperplazi tanısı konulmuşsa genellikle şöyle bir sınıflama yapılacaktır;
Atipili hiperplazilerde kanser gelişimi riski yüksektir.
Endometrial hiperplazinin tedavisinde genellikle PROGESTERON hormonu kullanılır. Ağızdan, enjeksiyon şeklinde ya da rahim içine yerleştirilen spiral (hormonlu spiral) yoluyla kullanılan progesteron tedavisinin süresi hastalığın şiddeti ve ilaca verdiği cevaba bağlı değişmektedir. Tedavinin 6. ayında alınan ikinci bir biyopsi ile alınan yanıt ölçülebilir.
Özellikle tipili endometriyal hiperplazilerde ise artan kanser riski nedeniyle rahmin çıkarılması yani histerektomi önerilmektedir. Unutulmamalıdır ki komplex atipili hiperplazilerde ameliyat ile alınan rahimde kanser odağının bulunma ihtimali oldukça yüksektir.
Ayrıca Bakınız: Kapalı Rahim Ameliyatı
Özellikle yüksek riskli grubun bu konuda daha duyarlı olması gerekir. Menopozda ki hasta hormon replasmanı alıyorsa ve rahmi varsa sadece östrojen değil yanında progesteron da kullanmalıdır. Uzun süreli adet düzensizliği olan hastalar hekimlerinin önerdiği kombine hormonal ilaçlarla adetlerinin düzenli olmasını sağlamalıdır. Obez hastaların kilo vermesi onları hiperplaziden koruyacaktır.