Gebelik takibi Ankara merkezli muayenehanemizde gebeliğin anlaşılması ile doğuma kadarki sürecin takibini kapsamaktadır.
Anne olmak isteyen her kadın bu konuda bilgi ve desteğe ihtiyaç duymaktadır. Hamile kadınların planlamadan doğuma ve doğumdan sonra ihtiyaç duydukları tıbbi desteğin karşılanması için mutlaka gebelik takibi gereklidir. Hamile kadınların ve anne karnındaki bebeklerin sağlıklı bir şekilde korunması ve doğumun gerçekleşmesi oldukça önemli bir konudur.
Takip edilen gebeliğin neden önemli olduğunu açmak gerekirse, test yapıldıktan sonra birçok olası sorunun kolaylıkla önlenebilir olması, neden gebelik takibi yapılması gerektiğine dair en önemli cevaplardan biridir. Gebeliğin her farklı zamanında farklı bir oluşum süreci gözlenmektedir. Bütün bu süreçler düzenli takip edildiğinde ileride bebek ve anne için olumsuz sonuçlar doğurabilecek problemlerin önüne geçebilmek adına önlemler alınabilir, kadın doğum doktorunuzun erken müdahaleleri sayesinde annenin sağlıklı bir gebelik süreci geçirebilmesi ve bu süreçte de bebeğin sağlıklı bir dönem geçirebilmesl sağlanır. Sağlıklı bebeklerin dünyaya gelebilmesi için altın kurallardan biri düzenli gebelik takibi yapılmasıdır.
Gebelik bir kadının hayatındaki en keyifli deneyimdir ve gebelik ilerledikçe rahminde gelişen bu değişiklikler ile ilgili kafasında bir çok soru oluşur. Kalp atışlarını ne zaman duyabileceğim, parmakları ne zaman oluşur, dinlettiğim müziği ne zaman duymaya başlar? Bu ve benzeri bazı sorularınıza bu yazımda, anne karnındaki ceninin gelişimini hafta hafta detaylandırarak cevap vermeye çalışacağım.
Ne yazık ki bu süreç genellikle ihmal edilmektedir. Aktif cinsel hayatı olsun ya da olmasın tüm kadınların düzenli olarak bir kadın doğum uzmanına kontrollerini yaptırması gerekmektedir. Sadece gebelik düşünüldüğünde değil; öncesindeki standart yaşam süresince de birçok kadın hastalığından korunmak, önlem almak, bilinçlenmek adına düzenli olarak bir kadın doğum uzmanına görünmek gereklidir. Her kadının kendi sağlığı için bu kontrolleri kendine alışkanlık edinmesi gerekmektedir. Özellikle de ileride gebelik düşünüldüğünde anne adayının tıbben geçmişine daha hakim olunur ve bu sayede gebelik süreci de sağlıklı olarak takip edilebilir.
Gebelik öncesi danışmanlık hakkında Gebelik Öncesi Danışmanlık ve Muayene yazımızı inceleyebilirsiniz.
Hamilelikte bebek ve annelerin korunması ve sağlıklı doğumun sağlanması için gebelik takibinin önemini vurguladık. Hamilelik başlangıçları çoğunlukla idrar veya kan testleriyle tespit edilir.
Ayrıntılı süreç sayesinde anne karnındaki olası bir hastalığın teşhisi daha kolay konulabilmekte ve gidermeye yönelik doğum öncesi ya da sonrası olmak üzere sağlıklı bir yol haritası çizilebilmektedir.
Bebeğin gelişimini izlemek ve olası sorunları önlemek için hamileliğin takip muayeneleri önemlidir. Aynı zamanda kadın doğum doktorunuz hamilelik sırasında olası kötüleşebilecek hastalıkları bulmak için anneyi takip etmekte ve gerekli tedavileri de yapmaktadır.
Gebelik sürecinizi alanında uzman ve profesyonel, deneyimli ve bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmasını sağlayabilecek, size güven veren, sorularınızı açıkça sorabileceğiniz ve kafanızda soru işareti kalmayacak bir şekilde yanıtları alabileceğiniz bir kadın doğum uzmanından yardım alarak tamamlamanız, bu süreci sağlıklı ve huzurlu geçirmenize yardımcı olacaktır.
Gebelik takibinin bu kadar önemli hale geldiği bir diğer husus da artık bebeklerde oluşabilecek yapısal hastalıkların erken teşhis edilmesi ve önlenmesine yardımcı olmaktır. Bu sayede yapısal hastalıklar gebeliğin erken döneminde tespit edilip tedavi edilebilmektedir.
Doğum Paketi Nedir? Neleri Kapsar? yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Hem anne adayları; hem de doktorlar, gebelik takibinin anne ve bebek sağlığı açısından öneminin göz ardı edilmemesi gerektiğini bilirler. Anne adayının bebeği varsa ilk üç ay boyunca her iki-üç haftada bir gebelik takibi yapılmalıdır. Gelecekte bu kontrollere her ay devam edilmelidir. Anne adayları birden fazla bebek sahibi olmayı bekleyebilirler, mevcut bir hastalıkları bulunabilir ya da geçmişte düşük yapma gibi olumsuz sağlık sorunları yaşamış olabilirler. Bu nedenle düzenli gebelik takibi yaptırmaları gerekir. Gebelik takip sürecini belirleyen ana faktörler gebenin sağlığı ve herhangi bir risk olup olmadığıdır. Hamilelik sırasında anneler yüksek kilolu, düşük kilolu, şeker hastalığı bulunan, anemi, rahim anormalliği, yaş olarak istenilenden genç ya da istenilenden yaşlı olabilir. Bu özel durumlarda kadın doğum doktorunuz gebelik takibinizi yapmak için en doğru süreci size önerecektir.
Gebeliğin ilk adımı döllenmedir. Siz hala ne olup bittiğini bilmeseniz de aslında gebeliğinizin ilk günlerini yaşamaktasınız. Spermin, atılan yumurta ile karşılaşıp yumurtanın içine girmesiyle iki hücrenin genetik birleşmesi ile birlikte artık yeni bir canlının oluşumu başlamıştır. Yani aslında bu canlıya ait tüm genetik özellikler cinsiyet de dahil olmak üzere oluşmuştur. Birkaç gün içinde döllenen yumurta hızlı bölünmeye geçerek çok hücreli aşamaya gelir. Tüm bu ana kadar olan gelişmeler annenin fallop tüplerinde gerçekleşir. Birkaç hücreli aşamadan sonra tüplerden geçerek rahim boşluğuna iner ve rahim duvarına tutunur. Hücresel çoğalma burada da devam ederken plasenta dediğimiz, bebeği beslemek için gereken eşi de oluşmaya ve rahim duvarına yapışmaya başlar.
Bebeğinizin yüz ve boyun gelişiminin başladığı dönemdir. Kalp ve kan damarları da oluşmaya başlamaktadır. Akciğerler, mide ve karaciğerin de ilk oluşumu başlamıştır. Bu aşamada evde yaptığınız test ile gebeliğinizin varlığını öğrenebilirsiniz.
Bebeğiniz şimdi 1 cm'den biraz büyüktür. Göz kapakları, kulakları oluşmaktadır. Hatta burun ucu gözle görülebilir hale gelmiştir. Kollar ve bacaklar da belirginleşmiştir. El ve ayak parmakları uzamaya başlar, ama çok belirgin değildir.
Bebeğiniz şimdi yaklaşık 10-11 cm boyutundadır ve 15-20 gr ağırlığındadır. Göbek deliğinizin 8-10 cm altına hafif bastırmakla, rahiminizin tepe noktasını hissetmeye başlarsınız. Bebeğinizin kalbi ve kan damarları tamamen oluşmuş, göz kapakları hareket etmeye başlamıştır. Bu aşamada artık bebeğinizin kendine özgü parmak izi gelişmiştir.
İlk başlangıç süreci genel bir geçmiş kanıya varmak açısından önemlidir. Bu süreçte anne adayının boyu ve kilosu ölçümlenerek kaydedilir. Böylece annenin süreçte sağlıklı kilo alması sağlanabilir. Yine aynı süreçte anne adayı ve ailesindeki hastalık öykülerinin incelenmesi, akraba evliliği ya da kan uyuşmazlığı olup olmadığı konuları tespit edilebilir.
Gebelik takibi hakkında Gebelik Takibi ve İlk Gebelik Muayenesi yazımızı inceleyebilirsiniz.
Gebeliğin 11. ve 14. haftasında yapılan kromozomal bozukluk ve down sendromu risklerini değerlendirme amacıyla yapılan testlerdir. Anneden alınacak kan testi ve ultrason kontrolüyle test değerlendirmesi yapılır. İkili test kadın doğum uzmanları tarafından önemle önerilmekte olup normal dışı bulguları erken saptamakta ve olası sorunun derecesine göre aileye doğum öncesi seçeneklerin sunulmasını amaçlamaktadır. İkili test içeriğinde yapılan ense kalınlığı kontrolünde bebeğin ense altında biriken sıvı miktarı ultrasonla kontrol edilmektedir. Bu sıvı her bebekte belli bir normal sınırda bulunmaktadır. Sıvı miktarı normal sınırdan yüksek ise, bebekte hem kromozomal bozukluk hem de yapısal bozukluk bulunması ihtimali artmaktadır.
İkili test kapsamında burun kemiği de kontrol edilmektedir. Down sendromlu bebeklerde burun kemiği ya hiç yok ya da çok az oluşum göstermiştir.
İkili test ile doktorunuz yukarıda bahsettiğimiz konulardaki doğru sonuçları alacağı gibi, bebeğin normal gelişim sürecinde olup olmadığı, görülebilir organların oluşumları, çoğul gebelik varlığı (ikiz, ya da üçüz bebek gibi), belirti vermeyen gebelik kaybı olup olmadığını da anlayabilir. Ölçümlemelerin doğruluğu bebeğin pozisyonu, kullanılan cihaz ve kadın doğum uzmanınızın deneyimiyle doğrudan ilişkilidir. Sonuçları ve birçok olası istenmeyen durumda erken müdahale de bulunabilmek açısından kadın doğum uzmanınız bu testleri önermekte ve anne adayını da doğru şekilde yönlendirmektedir.
İnsanlarda kromozomlar ikili yapılar halinde bulunur. Bu ikili yapı birbirini tamamlayıcı özelliklere sahiptir. Trizomi 21, 21. Kromozomda ikili yapı yerine üçlü yapı bulunmasına verilen isimdir ve bu durum down sendromunun ana sebebidir. Down sendromunun semptomları halk arasında bilinmektedir, çünkü oldukça yaygın bir genetik hastalıktır. Down sendromlu insanlarda fiziksel büyüme geriliği, karakteristik yüz görünümü ve orta derecede zihinsel gerilik görülür. Bu hastalıkla doğan insanların yaşam süreleri de hasta olmayan insanlara kıyasla daha kısadır.
Bebeğiniz yaklaşık 275-300 gr ağırlığına ulaşmıştır ve boyu da 15 cm'den biraz daha uzundur. Rahminiz de göbek deliği hizasına gelmiştir. Artık bebeğiniz parmağını emebilmekte, esneyebilmekte, gerinebilmekte ve yüz mimikleri yapmaktadır. Muhtemelen bebeğinizin hareketlerini kelebeğin kanat çırpışı veya balığın bir yerden bir yere kayması şeklinde tarif edebileceğiniz hareketler şeklinde hissetmeye başladınız. Ancak tekmelemeler ve kuvvetli hareketler için henüz çok erken.
Üçlü tarama testi genellikle gebeliğin 16. veya 20. haftası arasında yapılır. Bu konu hamilelik takibi sırasında kaçırılmaması gereken bir durumdur ve çok önemlidir. Bu haftalardan önce ve sonra üçlü tarama testi yapılmayacaktır. Üçlü tarama testinde anne adaylarının öncelikle ultrason muayenesinden geçmesi gerekir. Ultrason muayenesinden sonra anne adayının kanında alfa-fetoprotein, u-E2 (serbest estriol) ve B-HCG ölçülür. Laboratuvar sonuçları, ultrason muayenesi sırasında elde edilen ölçüm değerleri ile gebenin son adet dönemi, yaşı ve sigara içimi gibi bilgiler de girilerek ölçümleme yapılır. Bu testin sonuçlarında kadın doğum uzmanınızın saptama ve yönlendirmeleri oldukça büyük önem taşımaktadır.
Amniyosentez doğum öncesi tanıda oldukça önemlidir. Bazı hastalık ve anomalilerden şüphelenildiği taktirde bu test uygulanıp tanı netleştirilir. Anne karnına ince ve uzun bir iğneyle girilip bir miktar amniyon sıvısı alınır. Bu sıvı üzerinde yapılan incelemelerde anomalilere işaret eden biyokimyasal maddeler görülürse ya da bebeğe ait hücreler saptanıp onların kromozom yapısı tespit edilerek tanı kesin olarak konulabilir.
Ayrıca Bakınız: Amniyosentez, Koryon Villus Örnekleme, Kordosentez
Bebeğinizin detaylı ultrasonografik incelemesinin 18-20. haftalarda yapılmasını öneririm. Bu detaylı ultrasonda bebeğinizin beyni, yüzü, kalbi, böbrekleri, kolları, bacakları, el ve ayakları ve parmakları, cinsiyeti, omurga yapısı ve daha bir çok aorgan gelişimi hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca bebeğin eşinin yapısı (plasenta), rahim duvarına yapışma şekli ve yeri hakkında net bilgi edinebilirsiniz. Ultrason sırasında bebeğinizin el ve kol hareketlerine, yüz mimiklerine ve esnemelerine şahit olabilirsiniz. Cinsiyeti en doğru şekilde öğrenebileceğiniz hafta da bu haftadır. 4 boyutlu ultrason ile görüntüleme de bu aşamadan sonra daha anlamlı olmaktadır. 4 boyutlu ultrason daha çok bebeğin dış görünüşü hakkında bilgi verdiği için anne babalar için bu haftalardan sonra daha anlaşılır ve keyifli görüntüler vermektedir.
Bebeğiniz yaklaşık 650 gr ağırlığındadır ve sesleri duymaya, tepki vermeye başlamıştır. Bazı seslere hareket ederek veya nabzı yükselerek yanıt verir. Eğer peşpeşe ani kısa hareketler hissediyorsanız, bunun nedeni bebeğinizin hıçkırıkları olabilir. Bu aşamada iç kulak tamamen oluşmuştur ve bebeğiniz rahim içindeki pozisyonunu hissedebilmektedir.
Bebeğiniz yaklaşık 900 gr ağırlığa ulaşmıştır ve rahim içindeki pozisyonunu devamlı değiştirmektedir. Artık bu aşamada erken bir doğum gelişse bile bebeğin doğum sonrası yaşama ihtimali vardır. Bu aşamada erken doğum riski olup olmadığı muayenelerinizde anlaşılabilir. Doğum ile ilgili eğitimleri almak ve hazırlanmak için de uygun zamanlamadır.
24-28. haftalarda yapılan şeker tolerans testi, hamilelikte meydana gelen şeker hastalığını saptamak amacıyla yapılır. Anne adayı öyküsünde gebelikte aşırı kilo alma, bir önceki hamilelikte iri bebek doğumu gerçekleştirmiş olma, 1. derece yakınlarda ya da daha önceki hamileliklerde şeker hastalığı tespit edilmesi durumları var ise 24-28. haftalardan daha erken, gebeliğin başlangıcında da yapılmalıdır. Gebelik başlangıcında test sonuçları normal çıksa dahi, 24-28. haftalarda test tekrarlanmalıdır.
Test içeriğinde anne adayına 50gr. şeker içerikli sıvı içirilir. Testin sonucunda glikozun anne vücudunda dengede olup olmadığı anlaşılabilir ve bu sonuçlara göre değerler yüksek ise önlemler alınmalıdır. Olması gerekenden yüksek değerlere sahip olunduğunda hekim, anne adayının önce beslenme düzeninde değişiklikler yapacak ve uygun bir beslenme alışkanlığı edinmesi için yardımcı olacak; eğer diyet ile değerler normal seyrine dönmez ise de insülin tedavisi uygulayacaktır.
Eğer test sonucuna göre gereken tedbirler alınmaz ise;
riskleri bulunmaktadır.
Son yıllarda anne adayları arasında bu konu çok ciddi kafa karışıklığı yaratmıştır. Ancak yukarıda da saydığımız sonuçlar göz önüne alındığında, en istenmeyen durumlardan biri gebelikte şekerdir. Test yapılmalı ve sonuçlarına göre de muhakkak gereken önlemler alınmalıdır. Aksi taktirde anne ve bebekte riskli durumlar ortaya çıkabilecektir. Bu yüzden bu konuda muhakkak hekiminizin önerilerini dikkate almalısınız.
Bu konuda Gebelikte Şeker Yükleme Testleri yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Sonuç olarak düzenli gebelik takibi hamilelik için oldukça gerekli ve özellikle bebeğin hayatını etkileyecek düzeyde önemlidir. Anne adayları, gebelik sürecinde kesinlikle doktorlarının tavsiye ve yönlendirmelerine ihtiyaç duymaktadır ve bu yüzden bu süreçte yapılacak kontrollerin aksatılmaması gerekir. Gebelik takibi ile hem anne; hem de bebeğin sağlık durumu ve gelişimi düzenli takip edilir; anne adaylarının olası problemlerde uzman desteği alarak süreci sorunsuz atlatmasına olanak sağlar.
Süreçleri takip ederken anne adayının önceki doğum öyküleri de göz önüne alınmaktadır. Halk arasında artan doğum sayılarında giderek doğumun kolaylaştığına dair olan inanışın tıbbi bir temeli yoktur. Bir anne adayı ilk iki doğumunda yaşamadığı komplikasyonları, sıradaki doğumunda yaşayabilir. Ya da tam tersi bir önceki doğumlarında yaşadığı olumsuzlukların hiçbirini yaşamayabilir. Bu süreçlerin doğru takip edilmesi ve hasta geçmişine göre bir kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi, sağlıklı bir hamilelik süreci geçirmek ve sonrasında anne ve bebeğin sağlıklı bir süreç geçirmesini sağlamak açısından da oldukça önemlidir.
Bebeğinizin daha fazla ve kuvvetli hareketlerini hissetmeye başlamış olmalısınız. Bebeğiniz yaklaşık 1,8 kg ağırlığına ulaşmıştır. Bu yüzden de hareketleri daha kuvvetli hissedilmektedir. Bebeğiniz doğuma kadar muhtemelen, şimdiki kilosunun yarısı kadar daha kilo alacaktır. Bebek hareketlerinin takibi de bu haftalarda önem taşımaktadır. Bebek hareketlerini nasıl takip etmeniz gerektiği ve normal ya da anormal ayrımını nasıl yapabileceğinizi mutlaka doktorunuzdan öğreniniz. Bu haftalarda meme başından sarımsı bir sıvı gelebilir. Bu kolosturum dediğimiz ilk süttür ve memelerinizin süt üretiminin hızlanmasından kaynaklanmaktadır, endişe etmeyin. Bu haftadan sonra doktor kontrolleriniz muhtemelen 2 haftada 1'e düşecektir.
Bu aşamada bebeklerin kilosu bir çok faktöre göre değişir. Bebeğin cinsiyeti, bebek sayısı, ebeveynlerin yapısı gibi. Bebeğin kilosundan ziyade büyüme oranı daha önemlidir bizim için. Bu aşamada bebeğiniz yaklaşık 46 cm ve 2800 gr ağırlığındadır. Beyin çok hızlı gelişmektedir. Akciğerler tama yakın gelişmiştir. Bebek başı doğum pozisyonunu genelde almıştır. Miyadında doğum 40. haftada gelişse de 37. haftadan itibaren doğumları, miyadında doğum olarak kabul ederiz. 41-42. haftalardaki doğumlar ise gün aşımı (surmatur/postterm) doğum olarak kabul edilir.
Tahmini doğum tarihiniz, son gördüğünüz adetin ilk gününden hesaplanır, hangi gün gebe kaldığınızdan değil. Dolayısıyla son adet tarihinden sonra ortalama 40 haftada doğumun gerçekleşmesi beklenir. Gebeliğiniz boyunca yapılan takiplerde 40. hafta beklenen doğum tarihi olsa da, 38-42. haftalar arasında da doğum gerçekleşebilir ve bu bir problem değildir. Bazı hastalar son adet tarihinden emin olamadıklarında ya da düzenli adet görmediklerinde gebeliğin gerçek yaşı son adete göre hesaplanandan farklı olabilir. Bu da tahmin edilen doğum tarihinde değişikliğe yol açabilir.
Tıbben 42. gebelik haftasına rağmen doğum hala olmadıysa, artık doğumun hekimin kararıyla gerçekleştirilmesi gerekebilir. Ancak 42. haftaya kadar olan doğumlar sürmatur kabul edilse de normal bir durumdur.
Anne ve baba adayları bebeğin cinsiyeti konusunda oldukça acelecidirler. Daha hamileliğin öğrenildiği ilk haftalarda cinsiyeti öğrenmek isterler; fakat bebeğin kromozomlarında cinsiyet işlenmiş olsa bile hamileliğin ilk haftalarında bunu öğrenmek pek de mümkün değildir. Bebeğin cinsiyeti belli tıbbi yöntemlerle belirlenebilir. Cinsiyetin belirleneceği zaman, yönteme bağlı olarak değişmektedir. Bebeğin cinsiyetinin belirlendiği yöntemler ve haftaları şu şekildedir:
Cinsiyet belirlemede en çok kullanılan tekniktir. İlk 14 haftada ultrasonla kesin bir bilgi verilemez. Bebeğin cinsiyeti hakkında en net bilgi 16. haftadan itibaren alınır.
Bu test genel olarak Down sendromu vb. genetik hastalıkların anlaşılmasında kullanılır. Bunun yanında cinsiyet de öğrenilebilir, fakat bazı nadir durumlar hariç bu testte cinsiyeti öğrenmek ana amaç değildir. Bu test hamileliğin 10-12. haftalarında yapılır.
Etik kurallar çerçevesinde bu testin sonucunda cinsiyet belli olsa dahi anneye söylenmez. Bebeğin eşinden iğne ile parça alınması işlemidir. Bu işlem belli genetik anomalilerin belirlenmesinde kullanılır ve 12. haftada yapılabilir.
Genetik hastalık şüphesi olması halinde 16-18. haftalarda yapılan amniyon sıvısı alma işlemidir. Benzer şekilde etik nedenlerle cinsiyet anneye söylenmez.
Tüp bebek tedavisinde kullanılır. Fakat amaç sağlıklı embriyonun olup olamayacağıdır. Bu nedenle, cinsiyet anneye söylenmez.
Cinsel ilişki, tüm insanların hormonal olarak yönelime sahip olduğu ve doğamızdan gelen bir durumdur. Hamilelik döneminde de çiftlerin cinsel ilişkiye girmek istemesi gayet normaldir. Genellikle çiftlerde Bebeğe zarar verir bu yüzden ilişkide bulunmamalıyız tarzı bir inanış vardır. Tıbbi olarak, sağlıklı bir gebeliğin son 4 haftasına kadar cinsel ilişki bebeğin ve annenin sağlığını etkilemez. Son 4 haftada ilişkinin önerilmeme sebebi de cinsel ilişkide erkeğin cinsel organından çıkan sıvıda bulunan prostoglandin isimli maddenin doğumda kasılmaları etkileme riskinin bulunmasıdır.
Hamile kadınlarda genel olarak psikolojik dalgalanmalar görülür. Kadın kendini huzursuz, mutsuz ve depresif bir ruh halinde bulabilir. Bu gibi dalgalanmalar da cinsel ilişki isteğini azaltabilir. Genellikle hamileliğin ilerleyen aşamalarında cinsel ilişki isteği kadında artmaya başlar; fakat rahimdeki genişlemenin verdiği acı cinsel ilişkiden soğutabilir. Özetle, cinsel ilişki isteği kadından kadına değişebilmektedir.
Hamilelikte bazı durumlarda cinsel ilişkinin önündeki engel psikolojik değil fizyolojik olabilmektedir. Yani vücutla ilgili bazı durumlarda cinsel ilişki doktor tarafından yasaklanmaktadır. Buna örnek olabilecek bazı durumlar şunlardır:
Hem cinsel ilişki yönünden hem de hamileliğin genel gidişatı açısından partner desteği oldukça önemlidir. Kadının psikolojik dalgalanmaları partneri tarafından ne kadar doğru şekilde karşılanırsa, çiftin psikolojisi o kadar olumlu etkilenecektir. Bunun hamileliğin gidişatına da olumlu etkileri vardır.
Hamilelik her ne kadar doğal bir süreç olsa da kadının kendi vücudunda gelişen yeni bir organizmaya karşı aşırı rahat davranması mümkün olmuyor. Aniden gelişen kilo almaya, göbek bölgesindeki şişkinliğe ve rahim bölgesinin genişlemesine bağlı olarak kadınlarda ağrıların görülmesi oldukça normal. Gebelikte en sık görülen ağrılar leğen kemiği çevresinde, kasıklarda ve bel bölgelerinde görülmektedir. Bu ağrıların sebebi biyomekanik, hormonsal veya damarsal olabilmektedir.
Gebelikte Beslenme başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Ağrılar en sık olarak hamileliğin orta dönemlerinde 5. ay civarında görülmeye başlar. Bu dönemde bebek vücudu etkileyebilecek büyüklüğe gelmiştir. Bu da ağrıya neden olan temel sebeplerin bu dönemde görülmeye başlamasını sağlar.
Gebelikte Cinsellik yazımıza da göz atabilirsiniz.
Hamileliğin bu döneminde kadının konforunu arttırmak da yine doktordan alacakları tavsiyelere bağlıdır.
Ankara Jinekolog Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler yazımıza da göz atabilirsiniz.
Gebeliğinizi öğrendiğiniz andan doğum anına kadar yapılması gereken test, takip ve kontroller için kadın doğum uzmanı Dr. Aslı. Yücetürk'e ulaşabilirsiniz. Ankara'da bulunan muayenemizde gebelik takibi ve doğum ile ilgili tüm işlemler titizlikle sürdürülmektedir. Gebelik Takibi Ankara için kadın doğum doktoru araştırması içerisindeyseniz Dr. Aslı Yücetürk yılların tecrübesi ile yanınızda...
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Aslı Yücetürk, Mahall Ankara'da kendi muayenehanesinde, doğum, gebelik takibi, kürtaj, vajinismus ve kısırlık tedavisi gibi uzmanlık alanlarında hizmet vermektedir. Bilgi ve randevu almak için 0552 328 9989 telefondan ulaşabilirsiniz.